ABD'de 150'den fazla üniversite rektörü, Trump yönetiminin üniversitelere yönelik artan baskılarına karşı ortak bir bildiri yayınlayarak dikkatleri üzerine çekti. Harvard Üniversitesi'nin de aralarında bulunduğu bu oluşum, Beyaz Saray'a karşı bir mücadele başlatmış durumda. Peki, bu başkaldırının arkasında yatan sebepler neler ve sonuçları ne olacak?
Üniversitelerden Ortak Tepki: Neler Söylendi?
Amerikan Kolej ve Üniversiteler Birliği (AAC&U) tarafından yayınlanan bildiride, rektörler Trump yönetiminin "kurumlarının işleyişine siyasi müdahalede bulunmasını" kınadı. Bildiride, üniversitelerin "yapıcı reformlara açık oldukları ve hükümet denetimine karşı olmadıkları" belirtilirken, "Kampüslerimizde yaşayan, öğrenen ve çalışan kişilerin hayatlarına haksız müdahalelere karşı çıkmalıyız" ifadelerine yer verildi. Bu açıklama, üniversitelerin özerkliğine vurgu yaparken, aynı zamanda hükümetle diyalog çağrısında bulunuyor.
Bildiriye imza atan üniversiteler arasında büyük eyalet okulları, küçük liberal sanat okulları ve Harvard, Princeton, Yale ve Brown gibi Ivy Lig üniversiteleri bulunuyor. AAC&U Başkanı Lynn Pasquerella, bu geniş desteğin, kurumsal özerkliği savunmak adına birlikte hareket etme iradesinin bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Siyasi Kanattan Destek ve Öğrenci Ziyaretleri
Trump'ın üniversiteleri hedef alan politikalarına siyasi kanattan da tepkiler yükseliyor. ABD Temsilciler Meclisi üyeleri Troy Carter, Jim McGovern, Ayanna Pressley ve Bennie Thompson'ın yanı sıra Demokrat Senatör Ed Markey, gözaltında bulunan Türk öğrenci Rümeysa Öztürk ve Filistinli aktivist Mahmud Halil'i ziyaret etti. Kongre üyeleri, bu ziyaretlerle yaşanan hukuksuzluğa karşı tavırlarını ortaya koydu.
Özellikle Mahmud Halil'in, göçmenlik yetkililerinin geçici tahliye talebini reddetmesi nedeniyle ilk çocuğunun doğumuna katılamaması büyük tepki çekti. Halil’in eşi Nur Abdalla, bu durumu "kasıtlı" olarak nitelendirerek, ICE'ın Mahmud’un oğlunun doğumuna katılmasına izin vermediğini belirtti.
Trump'tan Tepki Çeken Hamleler ve Sonuçları
Üniversite öğrencilerine yönelik baskıların yanı sıra, Trump'ın İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'i malikanesinde ağırlaması da büyük tepki çekti. Soykırım suçlusu olarak nitelendirilen Ben-Gvir'e verilen destek, Trump yönetiminin dış politikadaki tartışmalı tutumunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Sonuç olarak, 150'den fazla üniversite rektörünün Trump yönetimine karşı başlattığı bu direniş, üniversitelerin özerkliğini koruma ve siyasi baskılara karşı durma çabası olarak değerlendirilebilir. Bu durum, ABD'deki eğitim kurumları ve hükümet arasındaki ilişkilerde yeni bir dönemin başlangıcı olabilir. Öğrenci hakları ve akademik özgürlükler konusundaki tartışmaların daha da alevleneceği ve Trump yönetiminin bu konudaki politikalarının daha yakından takip edileceği öngörülüyor.
