Suriye'de Mart ayının başlarında yaşanan ve Alevi toplumunu hedef alan katliamlara Suriyeli aydınlar sessiz kalmadı. Yayımladıkları ortak bildiri ile bu zulme karşı duran aydınlar, "Alevilerin onurunun çiğnendiği bir ülkede kimsenin onurlu kalamayacağını" vurgulayarak önemli bir çağrıda bulundular.

Aydınlardan Ortak Bildiri: Sessizlik Suç Ortaklığıdır!

6-10 Mart tarihlerinde Suriye'nin kıyı bölgelerinde meydana gelen ve Alevi sivilleri hedef alan vahşi katliamlar, Suriyeli aydınları derinden etkiledi. Bir grup Suriyeli yazar, akademisyen ve tanınmış şahsiyet, bu olaylara karşı ahlaki bir duruş sergilemek ve kolektif vicdanlarını ortaya koymak amacıyla bir araya geldi. Yayımladıkları ortak açıklamada, bu zulüm karşısında sessiz ve tarafsız kalmayacaklarını ilan ettiler.

Bildiriyi yayımlayan The Syrian Observer, imzacıların bir araya geliş nedenini ve açıklamalarının arka planını şu sözlerle açıklıyor: "Derin ulusal travma anlarında, sessizlik tarafsızlık değil, suç ortaklığıdır." Gazete ayrıca, "Gerçeğe, adalete ve insan onuruna olan ortak bir bağlılıkla birleşen imzacıların, bu açıklamayı bir tarafgirlik gereği olarak değil, ülkelerinin geleceğine derin bir bağlılıkla kenetlenmiş Suriyeliler olarak yaptıklarını" belirtiyor.

Bildiriyi imzalayan aydınların, "edebiyat, hukuk, tıp, sanat, sosyal bilimler, toplumsal liderlik ve benzeri farklı geçmişler ve mesleklerden gelen sesleriyle, nerede olursa olsun ve kimi hedef alırsa alsın, mezhepsel şiddete ve toplu cezalandırmaya karşı ilkeli bir duruş sergiledikleri" vurgulanıyor. The Syrian Observer, aydınların bildirilerinin "hem son zamanlardaki vahşetleri kınadığını hem de eşitlik, hesap verebilirlik ve her insanın yaşamının kutsallığına dayanan daha geniş bir Suriye çağrısında bulunduğunu" ifade ediyor.

"Alevilerin Aşağılanması Kabul Edilemez!"

Aydınların bildirisinde yer alan önemli ifadelerden bazıları şu şekilde:

• "Alevilerin aşağılanma veya damgalanmasını kayıtsız, şartsız reddediyoruz."
• "Suriye'deki Alevi toplumunun korku içinde yaşadığına şüphe yok; onlar hayatları, onurları ve yuvaları için korkuyorlar."
• "Sadece kimliklerinden ötürü -Alevi oldukları için- kolektif cezalandırma mantığıyla hareket eden çılgın silahlı çeteler tarafından hedef alındılar."
• "Bu, eski rejimin katliamlarını körüklemiş olan ve İsrail'in uzun zamandır Filistin halkına uygulaya geldiği mezalimin aynısıdır."

Bildiride ayrıca, "Alevi toplumunun temel yaşam, özgürlük ve insanlık onuruna dair sahip oldukları eşit haklarının böylesine korkunç bir biçimde ihlalini mümkün olan en büyük güçle kınıyoruz. Bu tür mezhepsel suçlar karşısında sessiz kalmayı reddediyoruz. Sessiz kalmak suç ortağı olmaktır. Gerçek bastırılarak ülkemiz ilerleyemez." ifadelerine yer veriliyor.

Çağrı: Suriye Halkı Karanlıktan Kurtulmalı!

Aydınlar, tüm Suriyelilere Esad rejiminin ülkeyi sürüklediği karanlık tünelden çıkma çağrısında bulunarak, "Alevilerin mağlup bir halkmışçasına aşağılanmasını veya damgalanmasını kayıtıs ve koşulsuz reddediyoruz. Devrilen suçlu Esad rejimidir. Kazanması gereken kadın erkekler, eşit hak ve sorumluluk sahibi vatandaşlardır, Suriye halkıdır; Suriyeli Alevilerin onuru çiğnenirken hiçbir Suriyeli onurlu kalamaz; Suriyeli Aleviler korku içinde yaşarken hiçbir Suriyeli güvenlik içinde olamaz." şeklinde konuştular.

Sonuç olarak, Suriyeli aydınların bu cesur ve anlamlı bildirisi, Suriye'de yaşanan insanlık dramına dikkat çekerek, mezhepçiliğe karşı önemli bir duruş sergiliyor. Bu çağrı, sadece Suriye için değil, tüm dünya için bir umut ışığı olabilir. Zira, insan onurunun korunması ve her türlü ayrımcılığa karşı durulması, daha adil ve barışçıl bir dünya için elzemdir.