Samsun'un Canik ilçesinde yaşanan elim heyelan felaketi, Türkiye'yi yasa boğdu. Bir akaryakıt istasyonunun altında kalan 4 kişilik aileden anne kurtarılırken, baba ve iki çocuğunun cansız bedenlerine ulaşıldı. Bu acı olayın ardından Jeofizik Mühendisi Dr. Savaş Karabulut, felaketin nasıl göz göre göre geldiğini ve alınması gereken önlemleri anlattı. Karabulut'un açıklamaları, benzer felaketlerin önlenmesi adına kritik önem taşıyor.
Heyelan Tehlikesi: Bilimsel Veriler Ne Söylüyor?
Dr. Savaş Karabulut, heyelanların oluşumunda etkili olan faktörlere dikkat çekerek, bölgedeki zemin yapısının ve yağış rejiminin önemini vurguladı. "Heyelanlar, genellikle aşırı yağışlar, zeminin taşıma kapasitesinin düşmesi ve eğimli arazilerde meydana gelir" diyen Karabulut, Samsun'daki heyelanın da bu faktörlerin birleşimi sonucu yaşandığını belirtti. Özellikle son yıllarda yaşanan iklim değişikliği ile birlikte aşırı yağışların sıklığı ve şiddeti artarken, heyelan riskinin de arttığına dikkat çekti.
- Zemin etüdü çalışmalarının yetersizliği
- Plansız yapılaşma
- Dere yataklarına inşaat yapılması
- Ağaçlandırma çalışmalarının eksikliği
Karabulut, bu faktörlerin bir araya gelmesiyle heyelan riskinin katlanarak arttığını ve bu tür felaketlerin önlenmesi için bilimsel verilere dayalı planlama ve uygulamaların şart olduğunu ifade etti.
Alınması Gereken Önlemler: Gelecekteki Felaketleri Önlemek
Peki, bu tür felaketlerin önüne geçmek için neler yapılmalı? Dr. Savaş Karabulut, bu konuda da önemli uyarılarda bulundu. Öncelikle, heyelan riski taşıyan bölgelerde zemin etüdü çalışmalarının titizlikle yapılması gerektiğini vurgulayan Karabulut, bu çalışmalar sonucunda elde edilen verilerin planlama aşamasında dikkate alınmasının hayati önem taşıdığını belirtti. Ayrıca, dere yataklarına yapılaşmanın kesinlikle önüne geçilmesi, eğimli arazilerde istinat duvarları gibi önlemlerin alınması ve ağaçlandırma çalışmalarına ağırlık verilmesi gerektiğini söyledi.
Karabulut, "Heyelanların önlenmesi için sadece teknik önlemler yeterli değil, aynı zamanda toplumun bilinçlendirilmesi de gerekiyor" dedi. Halkın heyelan riski konusunda bilgilendirilmesi, olası bir tehlike durumunda nasıl davranması gerektiği konusunda eğitilmesi ve erken uyarı sistemlerinin kurulması, can kayıplarının önlenmesinde önemli rol oynayacaktır.
Samsun'da yaşanan bu acı olay, heyelan riskinin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne serdi. Dr. Savaş Karabulut'un uyarıları, yetkililerin ve toplumun bu konuda daha duyarlı olması gerektiğini gösteriyor. Bilimsel verilere dayalı planlama, doğru uygulamalar ve toplumun bilinçlendirilmesi ile gelecekte benzer felaketlerin önüne geçmek mümkün olabilir. Unutulmamalıdır ki, doğa ile uyumlu bir yaşam sürdürmek ve riskleri en aza indirmek, hepimizin sorumluluğundadır.