İstanbul Barosu, Ekrem İmamoğlu protestoları sırasında tutuklanan ve hücreye alınan üniversite öğrencileri için harekete geçti. Öğrencilerin tecrit koşullarında tutulması ve yaşadıkları hak ihlalleri büyük tepki topladı. Peki, bu durumun ardında yatan sebepler neler? İşte detaylar...
Öğrencilerin Hücreye Alınma Gerekçesi Ne?
İstanbul Barosu'nun açıklamasına göre, tutuklu yargılanan öğrenciler N.A., B.Y., E.C.Ş. ve E.Ç., hiçbir gerekçe gösterilmeden ve avukatlarına haber verilmeden hücreye alındı. Bu durum, hukuk çevrelerinde büyük bir şaşkınlık yarattı. Öğrencilerin Silivri 1 Nolu Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan standart koğuşlara alınması için talepte bulunuldu.
Baronun bilgilendirme yazısında, öğrencilerin tecrit koşullarında tutulmalarını gerektiren yasal ya da fiili bir zorunluluk bulunmadığı halde C-19 koğuşundan F3/6 tipi koğuşa nakledildiği ve birçok hak ihlali yaşadıklarının teyit edildiği aktarıldı. Bu durum, öğrencilerin neden hücreye alındığı sorusunu daha da karmaşık hale getiriyor.
Hücre Koşulları İnsanlık Dışı Mı?
Öğrencilerin hücre koşullarına ilişkin aktarılan bilgiler ise oldukça çarpıcı. İşte o detaylar:
- Tuvaletlerinin yataklarının yanında bulunduğu,
- Hücredeki giderlerden lağım kokusu geldiği,
- Kokuya bağlı olarak sürekli mide sorunları yaşadıkları,
- Televizyonun çalışmadığı,
- Buzdolabının ve sıcak suyun bulunmadığı,
- Yalnız kalmaları sebebiyle psikolojik sorunlar yaşamaya başladıkları belirtildi.
Bu koşullar, öğrencilerin fiziksel ve psikolojik sağlığını ciddi şekilde tehdit ediyor. İstanbul Barosu, bu durumun düzeltilmesi için yetkililere çağrıda bulundu.
İstanbul Barosu'nun Talepleri Neler?
İstanbul Barosu, öğrencilerin yaşadığı hak ihlallerinin giderilmesi ve standart koğuşlara nakledilmesi için talepte bulundu. Baro, "Marmara 4 Nolu L Tipi Ceza İnfaz Kurumu'nun mahkeme kararını ağırlaştırma yetkisine sahip olmadığını" vurgulayarak, öğrencilerin diğer tutuklularla birlikte kalabilecekleri standart koğuşlara nakledilmelerini istedi. Bu talep, hukuk çevrelerinde geniş yankı buldu ve kamuoyunun dikkatini çekti.
İstanbul Barosu'nun bu konudaki ısrarcı tutumu, öğrencilerin yaşadığı zorlu koşulların sona ermesi için umut ışığı oldu. Hukuk mücadelesinin nasıl sonuçlanacağı ve öğrencilerin ne zaman standart koşullara döneceği ise merak konusu.
Öğrencilerin hücreye alınması ve yaşadıkları insanlık dışı koşullar, Türkiye'deki ceza infaz sisteminin sorgulanmasına neden oldu. İstanbul Barosu'nun bu konudaki kararlı duruşu, benzer durumdaki diğer tutuklular için de emsal teşkil edebilir. Umarız, bu hukuk mücadelesi, adaletin ve insan haklarının korunması adına olumlu sonuçlar doğurur.