Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda tutuklu bulunan öğrenci Esila Ayık hakkında sosyal medyada dolaşan iddialar üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti. Savcılık, "yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçundan resen soruşturma başlattı. Bu karar, Ayık hakkında sosyal medyada yayılan ve kamuoyunu yanıltıcı nitelikte olduğu değerlendirilen paylaşımlara yönelik bir adım olarak öne çıkıyor.
Soruşturmanın Detayları ve Gerekçesi
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın temelinde, Esila Ayık hakkında sosyal medyada paylaşılan bilgilerin gerçeği yansıtmadığı ve kamuoyuna yanlış bilgi verildiği şüphesi yatıyor. Savcılık, bu türden yanıltıcı paylaşımların kamuoyunu yanlış yönlendirme potansiyeli taşıdığını ve bu nedenle adli işlem başlatılmasının zaruri olduğunu belirtiyor. Yapılan araştırmalar sonucunda, Ayık hakkında dolaşıma sokulan bazı bilgilerin asılsız olduğu tespit edildi.
Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü de konuyla ilgili bir açıklama yaparak, sosyal medyada yayılan "Tutuklu öğrenci kronik kalp ve böbrek hastası Esila Ayık, bilincini kaybederek hastaneye kaldırıldı" şeklindeki bilgilerin tamamen asılsız olduğunu duyurdu. Açıklamada, Ayık’ın herhangi bir sağlık sorunu bulunmadığı ve halen ceza infaz kurumunda olduğu vurgulandı. Genel Müdürlük, bu türden asılsız haberlerin kamuoyunu yanlış bilgilendirmeye yönelik bir algı oluşturma çabası olduğunu değerlendirerek, halkı yanıltıcı bilgiyi yayanlar hakkında yasal işlem başlatılacağını bildirdi.
Olayın Arka Planı ve Esila Ayık'ın Durumu
Öğrenci Esila Ayık, İstanbul’da düzenlenen eylemler sırasında gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece tutuklanmış ve Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'na gönderilmişti. Tutuklanmasının ardından sosyal medyada Ayık'ın sağlık durumu ve cezaevi koşulları hakkında çeşitli iddialar ortaya atılmıştı. Bu iddiaların birçoğunun gerçeği yansıtmadığı ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğu belirlendi.
Bu türden dezenformasyon girişimlerine karşı yetkililerin hızlı ve etkili bir şekilde harekete geçmesi, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Soruşturmanın sonucunda, yanıltıcı bilgileri yayanların tespit edilerek gerekli cezai işlemlerin uygulanması bekleniyor.
Sonuç olarak, Esila Ayık hakkında başlatılan soruşturma, sosyal medyanın bilgi kirliliği ve dezenformasyon potansiyeline karşı bir uyarı niteliği taşıyor. Yetkililerin bu konudaki hassasiyeti ve kararlılığı, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ve yanıltıcı haberlerin önüne geçilmesi açısından kritik bir rol oynuyor. Bu olay, sosyal medyanın gücünü ve sorumluluğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
