Bedir yolunda gerçekleşen bir olay, bir A'râbî'nin imanla katıldığı seferde şehit düşmesi ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) onun hakkında söylediği sözlerle İslam tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Bu olay, Bedir şehitlerinin faziletini bir kez daha gözler önüne seriyor.

Bedir'e Doğru Yolculuk ve A'râbî'nin Katılımı

Ka’b bin Ucre (r.a.),dedesinden naklettiği üzere, Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) ashâbıyla birlikte Bedir’e doğru giderken, Ravha denilen mevkide Serif tarafından bir A’râbî ile karşılaşırlar. A’râbî, yolcuların kim olduğunu ve nereye gittiklerini sorar. “Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) ile beraber Bedir’e gidiyoruz” cevabını alır. A’râbî, Müslümanların zayıf hallerine ve az sayıda silaha sahip olduklarına dikkat çeker.

Ashâb-ı Kirâm’dan bir zat, A’râbî’ye şöyle karşılık verir: “Bizler iki iyilikten birisini gözetiyoruz: Ya şehit edilir cennete gireriz ya da gâlip geliriz de Allâhü Teâlâ bize, hem zaferi hem cenneti nasip eder.” Bu cevap üzerine A’râbî, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) nerede olduğunu sorar ve gösterilir. A’râbî, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yanına giderek, yanında harb için herhangi bir hazırlığı olmadığını, ancak hazırlık yapıp onlara yetişmek istediğini belirtir. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.),A’râbî’ye ailesinin yanına gidip hazırlık yapmasını ve gelmesini söyler. A’râbî, ailesinin yanına gider ve hazırlıklarını tamamladıktan sonra Bedir’de Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) ve ashâbına yetişir.

Şehadete Erişen A'râbî ve Peygamberin Övgüsü

Resûlullah Efendimiz (s.a.v.),Ashâb-ı Kirâm’ı üzerlerindeki techîzâta göre safa dizmeye başlar. A’râbî de bir safa dâhil olur. Nihâyet o da harb esnâsında Allâhü Teâlâ’nın şehitlik nasip ettiği kimselerden olur. Harb bitip Cenâb-ı Hak, müminleri muzaffer kıldıktan ve müşrikleri hezîmete uğrattıktan sonra Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) kalkıp harb meydanını gezer ve şehit düşenlerin yanlarına gider. Ömer bin Hattab (r.a.) da onunla beraberdir. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.),A’râbî’yi işâret ederek Hazret-i Ömer’e buyururlar ki: “Ey Ömer! Muhakkak sen, benden bir şeyler işitmeyi seversin. Muhakkak şehitlerin efendileri, önde gelenleri ve hükümdarları vardır. Muhakkak, bu zat da onlardandır.” (el-Müstedrek)

Bu olay, İslam tarihinde şehadetin önemini ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) şehitlere verdiği değeri açıkça göstermektedir. Bedir'de şehit düşen bu A'râbî, imanla çıktığı yolda en yüce mertebeye ulaşmış ve Peygamberimizin övgüsüne mazhar olmuştur. Bu olay, Müslümanlar için bir ilham kaynağı olmaya devam etmektedir.