Şanlıurfa'da geçtiğimiz yıl yaşanan ve büyük yankı uyandıran bir olayda, hemşire Pınar Bulunmaz'ın şüpheli ölümüyle ilgili yeni gelişmeler yaşandı. Eşi Rıdvan Bulunmaz'ın "intihar" dediği olayda savcı, 'Eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti. Bu talep, olayın seyrini tamamen değiştirdi ve kamuoyunda büyük bir merak uyandırdı.
Olayın Arka Planı
Olay, Şanlıurfa'nın Siverek ilçesinde, 22 Şubat 2024 tarihinde meydana geldi. Siverek Devlet Hastanesi'nde hemşire olarak görev yapan 28 yaşındaki Pınar Bulunmaz ile eşi 31 yaşındaki Rıdvan Bulunmaz arasında, iddiaya göre kıskançlık nedeniyle bir tartışma yaşandı. Bu tartışma, evde başlayıp otomobilde devam etti ve trajik bir şekilde Pınar Bulunmaz'ın silahla vurularak hayatını kaybetmesiyle sonuçlandı.
Rıdvan Bulunmaz, olayın ardından tutuklandı ancak 3 ay sonra serbest bırakıldı. Savcılık, olayla ilgili yürüttüğü soruşturma sonucunda, Rıdvan Bulunmaz hakkında 'Eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açtı. Bu gelişme, olayın intihar mı yoksa cinayet mi olduğu yönündeki tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Savcının İddianamesi ve Deliller
Savcının iddianamesinde, olayın intihar olmadığı, aksine Rıdvan Bulunmaz'ın eşini kasten öldürdüğü yönünde kuvvetli deliller bulunduğu belirtildi. İddianamede yer alan bazı önemli noktalar şunlar:
- Olay yerinde yapılan incelemelerde, Pınar Bulunmaz'ın kendi başına ateş etmesinin mümkün olmadığına dair bulgular elde edildi.
- Tanık ifadelerinde, çift arasında uzun süredir kıskançlık nedeniyle tartışmalar yaşandığı belirtildi.
- Rıdvan Bulunmaz'ın olaydan sonraki davranışları ve çelişkili ifadeleri, suçluluğuna işaret ediyor.
Savcının bu deliller doğrultusunda ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemesi, olayın seyrini değiştiren önemli bir adım oldu. Şimdi gözler, mahkemenin vereceği kararda.
Olayın Toplumsal Etkileri
Pınar Bulunmaz'ın şüpheli ölümü ve ardından yaşanan gelişmeler, Şanlıurfa'da ve ülke genelinde büyük bir üzüntüye yol açtı. Kadın cinayetlerine karşı farkındalık yaratılması ve bu tür olayların önüne geçilmesi için çeşitli sivil toplum kuruluşları ve aktivistler tarafından kampanyalar başlatıldı. Olayın yargı sürecinin yakından takip edilmesi ve adaletin sağlanması için kamuoyu baskısı artarak devam ediyor.
Bu tür olayların tekrar yaşanmaması için toplumun her kesiminin sorumluluk alması gerektiği vurgulanıyor. Aile içi şiddetin önlenmesi, kadınların güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, bu tür трагических olayların önüne geçilmesinde büyük önem taşıyor.