İstanbul Sözleşmesi'nin Türkiye tarafından iptal edilmesi, hukuk dünyasında yankı uyandırmaya devam ediyor. Hukukçu Süheyla Ertosun, bu kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşıyarak önemli bir adım attı. Bu gelişme, sözleşmenin iptaline karşı çıkanlar için yeni bir umut ışığı olabilir.
AİHM'e Başvuru Gerekçesi
Süheyla Ertosun, AİHM'e yaptığı başvurunun gerekçesini, Türkiye'deki iç hukuk yollarının tükenmesi olarak açıkladı. Türkiye'de bu karara karşı yapılabilecek tüm yasal itirazların sonuçsuz kalması üzerine, uluslararası arenada hak arayışına gidildi. Ertosun, AİHM'nin bu konuda adil bir karar vereceğine inandığını belirtti.
İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesi ve kadın haklarının korunması amacıyla imzalanmış uluslararası bir sözleşmedir. Türkiye, 2011 yılında bu sözleşmeyi ilk imzalayan ülkelerden biri olmuştu. Ancak, 2021 yılında Cumhurbaşkanı kararnamesiyle sözleşmeden çekilme kararı alınması büyük tepkilere yol açmıştı.
Bu kararın ardından birçok sivil toplum kuruluşu ve hukukçu, kararın iptali için dava açmıştı. Ancak, açılan davaların tamamı reddedilmişti. Bu durum, iç hukuk yollarının tükendiği ve AİHM'e başvurunun kaçınılmaz hale geldiği anlamına geliyordu.
İstanbul Sözleşmesi Nedir?
İstanbul Sözleşmesi, resmi adıyla "Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi", kadına yönelik şiddeti bir insan hakları ihlali olarak tanımlayan ve bu konuda devletlere önemli yükümlülükler getiren bir uluslararası anlaşmadır.
Sözleşme, kadına yönelik şiddetin her türlüsünü önlemeyi, şiddet mağdurlarını korumayı ve failleri cezalandırmayı amaçlar. Ayrıca, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadının güçlendirilmesi gibi konularda da önemli hükümler içermektedir.
Sözleşme'nin temel ilkeleri şunlardır:
- Kadına yönelik şiddetin önlenmesi
- Şiddet mağdurlarının korunması
- Failerin cezalandırılması
- Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması
AİHM Süreci Nasıl İşleyecek?
Süheyla Ertosun'un AİHM'e yaptığı başvuru, mahkeme tarafından öncelikle şekli şartlar açısından incelenecektir. Başvurunun kabul edilebilir bulunması halinde, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nden savunma istenecektir. Ardından, tarafların görüşleri alınarak dosya esastan incelenecek ve AİHM bir karar verecektir.
AİHM'nin vereceği karar, Türkiye için bağlayıcı olacaktır. Eğer AİHM, Türkiye'nin sözleşmeden çekilme kararının hukuka aykırı olduğuna hükmederse, Türkiye'nin sözleşmeye yeniden taraf olması gerekebilir. Bu durum, Türkiye'nin uluslararası hukuk nezdindeki itibarını da etkileyebilir.
İstanbul Sözleşmesi'nin iptaliyle ilgili AİHM süreci, Türkiye'de kadın hakları savunucuları ve hukukçular tarafından yakından takip edilmektedir. Bu süreç, kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda önemli bir dönüm noktası olabilir.
Hukukçu Süheyla Ertosun'un İstanbul Sözleşmesi'nin iptalini AİHM'e taşıması, Türkiye'de ve uluslararası alanda büyük yankı uyandırdı. AİHM'nin vereceği karar, sadece Türkiye için değil, tüm Avrupa için emsal teşkil edebilir. Bu süreç, kadın hakları ve hukukun üstünlüğü ilkeleri açısından kritik bir öneme sahip.