16 Mayıs 2025 Cuma

AYM'den Suruç Kararı: Polis Şiddeti Hak İhlali mi? Şok Detaylar!

Anayasa Mahkemesi (AYM), 20 Temmuz 2019 tarihinde Ankara'da Suruç Katliamı'nın yıl dönümünde düzenlenen anmaya yönelik polis müdahalesini inceledi ve önemli bir karara imza attı. 2 Mayıs 2024 tarihli kararda, müdahalenin orantısız olduğu ve insan haysiyetiyle bağdaşmadığı belirtildi. Bu karar, Türkiye'deki ifade özgürlüğü ve protesto hakkı açısından önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.

AYM'den Kritik Karar: İhlal Var mı?

AYM, Ankara Valiliği’nin olağanüstü hâl sonrasında da devam ettirdiği eylem yasağının hukuki geçerliliğini yitirdiğine dikkat çekerek, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının da ihlal edildiğine hükmetti. Mahkeme, müdahalenin kanuni bir temele dayanmadığını vurguladı. Başvurucuların gözaltında darp edildiği, başlarında ödem ve sıyrıklar oluştuğu adli raporlarla belgelenmişti. Bu durum, polis şiddetinin boyutunu gözler önüne seriyor.

Gazetecilere Saldırı ve Yargılama Süreci

Suruç anmasında gazetecilere saldıran polislerin yargılanıp yargılanmayacağı merak konusu. SendikaOrg'un haberine göre, mahkeme, savcılığın yürüttüğü soruşturmanın etkili olmadığını belirtti. Başvurucuların şikâyetlerinin dikkate alınmadığı ve kamu görevlileri hakkında gerekli incelemelerin yapılmadığı ifade edilerek, etkin bir soruşturmanın yeniden başlatılması gerektiği kaydedildi. Başvuruculara manevi tazminat ödenmesine hükmedildi. Bu karar, benzer davalar için emsal teşkil edebilir.

Şikayetlerin Reddi Hukuka Aykırı mı?

Ankara Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi ise 28 Şubat 2025 tarihli kararında, Emniyet Müdürü ve diğer kolluk amirleri hakkındaki şikâyetlerin doğrudan reddedilmesini hukuka aykırı buldu. Mahkeme, kamu görevlileri hakkında ön inceleme yapılmasına karar verdi. Başvurucuların iddialarının somut ve ciddi olduğu vurgulandı. Bu karar, kamu görevlilerinin sorumluluğunu bir kez daha gündeme getiriyor.

Ne olmuştu? Başvurucular, 20 Temmuz 2019 tarihinde, Suruç Katliamı’nın yıl dönümünde Ankara’nın Sakarya Caddesi’nde bir anma etkinliği düzenlemek istemiş, ancak polisin saldırısıyla gözaltına alınmışlardı. Başvurucuların gözaltı sırasında darp edildiği ve başında ödem ve sıyrıklar oluştuğu adli raporlarla belgelendi. Ancak yapılan suç duyurusuna rağmen savcılık, kamu görevlileri hakkında “kovuşturmaya yer olmadığına” karar vermişti.

AYM'nin bu kararı, Türkiye'deki insan hakları ve ifade özgürlüğü açısından önemli bir adım olarak değerlendirilebilir. Karar, polis şiddetinin kabul edilemez olduğunu ve sorumluların yargılanması gerektiğini vurguluyor. Ayrıca, benzer olayların yaşanmaması için etkin soruşturmaların yapılması gerektiği de belirtiliyor. Bu karar, gelecekteki protesto ve anma etkinliklerinde polis müdahalesinin sınırlarını belirleyebilir ve ifade özgürlüğünün korunmasına katkı sağlayabilir.

İlgili Haberler