Avrupa Birliği (AB), İran'ın "devlet destekli rehine politikası" olarak nitelendirdiği uygulamalara karşı sert bir adım atarak, 9 İranlı yetkiliye yaptırım uygulama kararı aldı. Bu karar, AB dışişleri bakanları tarafından pazartesi günü resmen onaylanacak. Yaptırımlar, mal varlıklarının dondurulması ve seyahat yasaklarını içeriyor.
Rehine Krizi ve AB'nin Tepkisi
Son yıllarda İran, özellikle Devrim Muhafızları aracılığıyla çok sayıda çifte vatandaş ve yabancı uyrukluyu tutukladı. Bu kişilerin çoğu, casusluk ve güvenlikle ilgili suçlamalarla karşı karşıya. İnsan hakları örgütleri, İran'ı bu tür tutuklamalarla ülkelerden taviz koparmaya çalışmakla suçluyor. AB, bu duruma sessiz kalmayarak, İran'a karşı daha güçlü bir duruş sergileme kararı aldı.
Fransa, bu konuda öncü bir rol üstleniyor. İki vatandaşının İran'da "işkenceye benzer koşullarda" tutulduğunu belirten Fransa, İran üzerindeki baskıyı artırmak için yoğun çaba sarf ediyor. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot, "Onları serbest bırakmak için İran rejimi üzerindeki baskıyı artıracağız" şeklinde konuştu.
Yaptırımların Detayları
AB'nin yaptırım listesine eklenecek olan 9 kişinin isimleri henüz kamuoyuna açıklanmadı. Ancak, bu kişilerin "devlet destekli rehine politikasından sorumlu" olduğu belirtiliyor. Yaptırımlar, bu kişilerin AB ülkelerindeki mal varlıklarının dondurulmasını ve AB ülkelerine seyahat etmelerinin yasaklanmasını içeriyor.
Üst düzey bir AB diplomatı, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "İnsanları sokaktan alıp hapse atarak bazı Avrupa ülkelerinden bir şeyler elde etmeye çalışma politikasına gerçekten karşılık vermek gerekiyor. Biz de şu anda bunu yapıyoruz."
AB'nin bu kararı, İran ile ilişkilerde yeni bir gerilim hattı oluşturabilir. Ancak, AB yetkilileri, insan haklarına saygı ve hukukun üstünlüğü ilkelerini korumak adına bu tür adımların atılmasının必要 olduğunu vurguluyor.
Fransa'dan Uluslararası Adalet Divanı'na Başvuru
İran üzerindeki baskıyı artırma çabaları kapsamında Fransa, İran'ın konsolosluk koruması hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı'na (UAD) şikâyette bulunmaya hazırlanıyor. Bu adım, İran'a karşı uluslararası alanda daha geniş bir cephe oluşturma amacını taşıyor.
Ayrıca, AB'nin 27 üyesi, son aylarda Tahran'ın nükleer programını ilerletmesi ve Rusya'ya askeri destek sağlaması konularında da tutumunu sertleştirmiş durumda. Bu gelişmeler, İran'ın uluslararası alandaki yalnızlığını daha da artırabilir.
Bu yaptırımlar, İran'ın "devlet destekli rehine politikası" olarak nitelendirilen uygulamalarına karşı güçlü bir mesaj niteliği taşıyor. AB'nin bu kararlılığı, benzer durumların yaşanmasının önüne geçmeyi ve insan haklarını korumayı amaçlıyor. İran'ın bu yaptırımlara nasıl bir yanıt vereceği ise merak konusu.
